Atina Lycabettus’da yer alan bu teras kat binaları kelimenin tam anlamıyla zarafet ve işlevselliğin buluşması.

Binalar esé studio tarafından minimalist dizayn ile geliştirildi.Geliştirdikleri bu dizaynda Japon tarzının izleri görülmekte çünkü tasarımcılar aynı zamanda evlerdeki depolama problemlerine , bu günlerde yaygın bir moda olan eşyaları kapılar ardında saklama yöntemine karşın, her şey görünür olmasına rağmen eşyaları başarılı bir görsellikle kamufle etme yöntemi ile çözüm bulmaya odaklı.

Tasarımcıları İskandinav ülkelerine has nesnelerle pazar mallarını beraber kullanarak bir yaşam alanı yaratmaya çalışmaktalar.
Renkleri pastel tonlarda (gri duvarlar, meşe parkeler, siyah şömine, beyaz cila gibi) seçen tasarımcılar, dizayn esnasında kullandıkları bazı çarpıcı renkte nesneleri son derece başarılı biçimde kullanmışlar(örneğin kırmızı duvar saati, renkli minderler). Dilerseniz mekana bir göz atalım.




